Afyon'da 7.7 büyüklüğünde deprem olsaydı!
Kahramanmaraş merkezli büyük depremin ardından Afyonkarahisar’da yaşanabilecek deprem konuşulmaya başlandı. Yaşanan depremlerden ders çıkarılmadığı, bir kez daha gözler önüne serildi.
Yaşanan depremin en büyük zarar verdiği Hatay’da incelemelerde bulunan bilim insanları, yıkımın büyük olmasını 3 nedene bağladılar.
Bunların birincisi hatalı bina inşası, ikincisi zayıf ve sıvılaşma tehlikesi olan zeminler üzerinde yapılaşma, üçüncüsü ise depremin sismik kaynağı yani fay üzerinde yapılaşma olarak sıralandı.
Afyonkarahisar’da yaşanabilecek bir depremin nasıl bir etki yapabileceği konuşulurken, deprem öncesi alınması gereken önlemlerin de ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
HATALI BİNA İNŞAASI
Birçok ilde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da İnşaat Müteahhitliği yapanlara, kim oldukları sorulmuyor. Parası olan eğitimine bakılmaksızın inşaat müteahhitliği yapabiliyor.
İnşaatlarda çalışan usta, kalfa ve amelelerin bu işte ne kadar tecrübeli olduklarına, mesleki yeterlilikleri olup olmadığına bakılmıyor.
Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından inşaat sektörüne zorunlu kılınan MYK belgelerini kaç inşaat işçisinin alabildiği ise tartışılır durumda.
Vatandaşlar, konut alımlarında dikkatli olmaları ve hatalı bina almamaları konusunda uyarılıyor.
ZAYIF VE SIVILAŞMA TEHLİKESİ
Zemin sıvılaşması ya da zeminde sıvılaşma yeraltı su seviyesi altındaki tabakaların geçici olarak mukavemetlerini kaybederek, katı yerine viskoz sıvı gibi davranmalarıdır.
Sıvılaşma, deprem gibi dinamik yüklemeler altında, gevşek daneli zeminlerde (kumlu-siltli zeminler) görülen bir olaydır.
Afyonkarahisar’da bu tür bir olayın son zamanlarda hızlı bir yapılaşmaya gidilen ve yüksek binaların yer aldığı Uydukent bölgesi olarak gösteriliyor.
SİSMİK KAYNAĞI ÜZERİNDEKİ BİNALAR
Bilim insanlarının Afyonkarahisar’da yaşanabilecek deprem ile ilgili açıklamaları ise şöyle;
Afyonkarahisar, güneybatı Türkiye’nin genişlemeli tektonik bölgesinde yer almakta olup, Akşehir-Simav Fay Sistemi (ASFS) bölgenin depremselliği yüksek kuşaklarından birisidir. Bu tektonik hat üzerinde değişik tarihlerde çok sayıda yıkıcı deprem meydana gelmiş olup, bu nedenle ASFS’nin güneydoğu ve kuzeybatı bölümleri sismik açıdan rahatlamıştır.
Ancak, ASFS’nin Çobanlar ve Çukurören arasında kalan bölümden son 1876 yılında yıkıcı deprem meydana gelmiş olup, bu bölge 136 yıldır sismik boşluk özelliğindedir. ASFS’nin tektonik özellikleri nedeniyle bölgede 7 büyüklüğüne kadar deprem oluşma ihtimali vardır.
PEKİ NASIL ÖNLEM ALINMALI?
Bilim insanları yerleşim alanlarında yapılacak olan çalışmalar şöyle sıralıyor;
Ayrıntılı zemin etütleri: Depreme dayanıklı bina inşa etmenin başlıca prensiplerinden birisi, binaların sağlam zeminler üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle bir bölgeye bina yapılıp yapılamayacağını, eğer yapılacaksa ne şekilde olması gerektiği gibi konuların açıklığa kavuşturulabilmesi için söz konusu bölgelerde mühendislik kurallarına uygun olarak zemin etütlerinin mutlaka yapılması gerekmektedir.
Deprem risk haritaları: İmar planına esas jeolojik ve jeoteknik etüt raporları baz alınarak tüm yerleşim birimleri için risk haritaları oluşturulmalıdır. Bu risk haritalarında zemin yapısı nedeniyle sakıncalı alanlar, sıvılaşma ve şişme potansiyeli olan alanlar, taşkın alanları, fay hatları belirlenmeli, arazi kullanım kararları, ada düzenlemeleri, yapı tipolojisi bu risk haritalarına göre oluşturulmalı, bu tür sakıncalı alanlarda yer alan yapılar bir an önce tasfiye edilmelidir.